Gerçek kişinin ölümü ve gaipliğe durumunda, bu kişiye ait olan malların kimlere ve nasıl intikal edeceğini düzenleyen hukuk dalına Miras Hukuku denmektedir.

Yasalarımızda düzenlenen miras hukuku Türk Medeni Kanunun bir dalı olmaktadır. Aynı zamanda Kişiler hukuku, Aile Hukuku, Borçlar Hukuku ve Eşya hukuku ile de yakından ilgili olan bir hukuk dalı olmaktadır.

Miras hukuk dalında ölümden sonra malların intikalinin yapılması yanında ölümden önce düzenlenen ölüme bağlı tasarruflar konusu da işlenmektedir

Yasalarımızda ve miras hukukunda iki tür yasal mirasçıdan söz edilmektedir. Bunlar yasal mirasçılar ve atanan mirasçılar olmaktadır. Kişiye bağlı olmayan ve mirasçılara intikal edebilen mal varlığına tereke denmektedir. Yasal olarak miras bırakan kişinin mirasçısı olmadığı halde, miras bırakanın iradesi ile mirasçı olmaya hak kazanan kişilere atanmış mirasçı denmektedir.

Miraslar aşağıda belirtilen kanuni paylar oranında paylaştırılmalıdır. Miras paylaşımı konusunda bir anlaşmazlık yaşanması durumunda, miras paylaşımının düzgün yapılması için mahkemeye başvurulabilmektedir. Miras paylaşımının yapılması için dava açılması şart değildir.

Mirasçılar bir araya gelerek ve aralarında anlaşarak miras konusunda bir paylaşım yapabilmektedirler. Bunun yapılması için miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçıların bir araya gelmesi ve terekeyi kendi aralarında anlaşarak paylaşmaları gerekmektedir.

Mirasın paylaşılması konusunda mirasçıların aralarında bir anlaşmaya varamaması durumunda miras paylaşım veya Ortaklığın Giderilmesi davası açılarak mahkeme tarafından kanuni paylaşma oranında paylaştırma yapılabilmektedir.

Miras paylaşımı davalarında tüm mirasın, yani miras bırakanın tüm mal varlığının paylaşılması esas alınmaktadır. Miras bırakan kişinin ölüm anındaki tüm mal varlığı ve borçları mahkemece tespit edilmektedir. Tüm kurumlardan miras bırakanın mal varlığı ve borçları konusunda bilgilerin toplanmasından sonra mirasçıların kanuni pay oranlarına göre paylaştırma işlemi mahkeme tarafından yapılmaktadır. Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır konusu hakkında detaylı bilgi için sayfayı ziyaret edebilirsiniz.

Miras paylaşımının yapılması konusunda en önemli konu miras bırakanın üstüne olmayan malları ile alakalı durum olmaktadır. Miras bırakan kişi mirasın bir parçası olması gereken bir gayrimenkulü veya farklı bir mal varlığını başka bir mirasçının üzerine geçirmiş olması durumunda yapılacak tespitler oldukça önemli olmaktadır.

Böyle bir durumda miras hukuku yanında hukukun farklı dalları da devreye girmektedir. Miras davalarının görülmesinde bir veya birden fazla miras davasının açılması mümkün olabilmektedir. Miras hak olmakla birlikte bu konuda kendisinin bir talebi ve şikayeti olmadığı sürece devlet kendi başına işlem yapmamaktadır.

Miras bırakanın ölmesi durumunda arkasında bir vasiyetname bırakmaması miras paylaşımı konusunda farklı yol izlenilmesini meydana getirmektedir. Vasiyetnamenin olmadığı mal paylaşımlarında miras bırakanın eşinin olması ve bu kişinin hayatta olmasına göre izlenecek yol değişmektedir.

Tüm bu işlemlerden önce miras bırakanın ölüme bağlı sözleşme yapıp yapmadığı araştırılmaktadır. Böyle bir belgenin ve sözleşmenin olmaması durumunda ortada atanmış bir mirasçının olmadığı belirlenmiş olacaktır. Ortada atanmış bir mirasçının olmaması durumunda kanuni mirasçılar arasında paylaşım işlemi başlayabilmektedir. Bu durumda sağ kalan eş ile alt soy birlikte mirasçı oluyor ise mirasın dörtte birini sağ kalan eş, diğer kısmını alt soy almaktadır.

Eğer sağ kalan eş anne ve babası ile mirasçı olur ise bu sefer mirasın ½ kısmını hayatta olan eş, diğer ½ kısmını ise alt soy almaktadır. Sağ kalan eş büyük anne ve babası ile mirasçı olur ise bu durumda mirasın ¾ kısmını sağ kalan eş almaktadır. Geriye kalan kısım ise alt soya paylaştırılmaktadır